23 Haziran’a Göre; Ak Parti’nin Yapması Gerekenler ! Murat Uzar Yazdı …
Bir önceki yazımda 23 Haziran 2019 Pazar günü yenilenen İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçim sonuçları üzerine görüşlerimi belirtmiş, Bu haftaki yazımda ise Adalet ve Kalkınma Partinin bundan sonraki süreçte yapması gerekenleri toplumun beklentilerini dikkate alarak paylaşacağımı ifade etmiştim.
Aslına bakacak olursak seçimin kaybedilişindeki ana nedenin Adalet ve Kalkınma Partisince uzunca bir süredir yapılan yanlışlarını, 31 Mart sonrası artarak devam ettirmesi beraberinde bu sonucu getirdi. Bu ana temadan hareketle “fabrika ayarları” olarak tanımladığım her başlık bir başka deyişle Adalet ve Kalkınma Partisinin tersini yaptığı konuları kapsamaktadır. Yazımda TV lerdeki açık oturumlarda bile söylenmeyenleri özetlemeye çalıştım. Kısaca DOST ACI SÖYLER.
AK PARTİ BAŞA, FABRİKA AYARLARINA GERİ DÖNMELİ
- Adalet ve Kalkınma Partisinin Ağustos 2001 ‘ de kurulmasından sonraki yıl yapılan Genel seçimlerde tek başına iktidar olmasının ana nedeni toplumun hemen her kesimine hitap eden projelerle vatandaşa hitap etmesi sayesinde iktidar oldu.
Bu görüntüyü verebilmek içinde CHP siyaset yapmış isimleri Milletvekili ve Bakan bile yaptı. Bir başka deyişle Rahmetli Özal’ ın 4 eğilimi temsil mantığını kısmen de olsa uygulamaya çalışarak iktidar oldu.
Bugün ne yapılıyor? AK Parti yetkilileri ve Sayın Cumhurbaşkanı kendisinden olmayanı yok sayıyor.. Bizzat Sayın Cumhurbaşkanı bundan 9 yıl önceki meşhur “Bitaraf olan bertaraf olur” söylemini son birkaç yıldır daha da ileri götürerek artık meydanlarda açıkça tehditte bulunmakta..Bu yaklaşım terk edilmediği sürece kan kaybı devam edecektir.
- Başkanlık sistemi sürecinde oluşturulan Cumhur ittifakının, ortağının lideri Sayın Devlet BAHÇELİ’ nin bu memleketin yarısına Zillet yakıştırması kapsamındaki söylemleri devam ettikçe görülecektir ki ilk yapılacak Genel Seçimlerde MHP Mecliste bile olamayacaktır.
- 15 Temmuz 2016 ‘ da hain Feto’ cuların kalkıştıkları darbe girişiminde sokaktaki halk sadece AK Partili ve MHP’ liden ibaret değildi. Bu millet Demokrasisine topyekün sahip çıkarak gerekli tepkiyi verdi. Seçim maksadıyla da olsa Sayın Cumhurbaşkanı meydanlarda, Adalet ve Kalkınma Partisine aslında kötülük yapan yandaş medya farklı düşünen hemen her kesimi FETO’ cu ilan etmeye devam ettikçe haksızlığa uğradığını düşünen insan sayısı her geçen artmakta, Umarım bu politikadan ivedilikle vazgeçilir. (Örnek; Yeni Parti kurma aşamasında olan AK Parti kurucu üyesi ve eski Bakan Ali BABACAN hakkında başlatılan soruşturma)
- Oy veren halkın aynı zamanda hesap verilen makam olduğu unutuldu. Yerel Belediyelerdeki savurganlık, Yandaşların korunup kollanması, Kamuda Liyakata dayalı bir İnsan Kaynağı yapısı oluşturmak yerine Partili olanların istihdamda öncelikle korunup kollanması artık vatandaşın gözünü korkutmuş durumda. (Çok yeni bir örnek; Cumhurbaşkanınca oluşturulan kurula alınan Sayın Bülent ARINÇ kendisine ödenecek maaşla ilgili olarak yapılan sorgulamayı EDEPSİZ’ likle tanımlıyor, Bu zihniyet mi akıl hocalığı yapacak.. Vay halimize)
- Adalet ve Kalkınma Partisi’ nin “Adalet”i yok olmuş durumda. Bu ülkede ne acı ki? Yapılan anketlerde ADALET’ e olan güven oranı yerlerde sürünüyor. Neden mi? Tamamen yandaş bir kamu düzeni oluşturulduğu için. Hukukun emrettiği iktidarın düşündüğü yaklaşımdan farklı bir karar çıkartmışsa, Bu karara imza koyanların vay haline! Ya Fetocu ilan edilirler, ya emekli edilirler, ya da kızağa çekilirler. Bu ortamda hangi Adalet’ ten söz edilebilir.
- Kamu kaynaklarının en verimli şekilde kullanılmasından sorumlu iktidar partisi ve hükümetçe, Seçim dönemlerinde Devletin her türlü imkanını kullanmayı alışkanlık haline getirmesi artık hakkını arayan Emekliye, İş arayan işsize, Hakkını arayan EYT’ ciye ve doğal olarak toplumun her kesimince eleştirilmeye başlandı.
- Bu ülkede artık gerçek bir Ekonomik sıkıntı olduğunu kabul edip çözüm üretilmesi gerekiyor. Ülkemizde Şirketler iflas ediyor, Konkordato ilan ediyor, Yıllık enflasyon reelde %20’ lere ulaşmış durumda. (Bakmayın siz %15 açıklandığına) 1 milyonu üniversite mezunu, 5 milyon gencimiz işsiz iken içerde ve dışarda sürekli kavga ve gerilim ile sonuca gitmenin mümkün olamayacağı artık görülmeli.
- Bugüne kadar kimseden eleştirisini duymadığım bir konuyu da belirtmek istiyorum. İktidarda kalma adına oluşturulan yazılı ve görsel basın artık bu yandaşlığı öyle bir boyuta taşıdılar ki en vahim hatalar bile çok doğru bir işmiş gibi topluma takdim ediliyor. Bu durum beraberinde AK Parti Yönetimini ve Sayın Cumhurbaşkanını da yanlışa sürüklüyor.. İlgili kurum kuruluşların görüşleri yerine ülkemizin yandaş medya tarafından yapılan yönlendirme ile yönetilmeye başlandığının ne acı ki Sayın Cumhurbaşkanı bile farkında değil. Daha da kötüsü bu medya grubunu toplumun büyük bir çoğunluğu artık hiç izlemiyor.
- Son olarak Adalet ve Kalkınma Partisi 2023 hedefine doğru yürümek istiyorsa; Cumhurbaşkanı Parti Genel Başkanı gibi değil Cumhurbaşkanı gibi ülkeyi yönetme gayreti içinde olmalıdır. Bunu yeni sistemde yapılacak bir takım düzenlemelerle pekala yapmak mümkün. Yeter ki bu konuda irade ortaya konsun. Aksi takdirde bu yapı içinde etkin çalıştırılmayan ve durağanlaştırılan Kamu İnsan Kaynağımız ve dolayısı ile ülkemiz kan kaybetmeye devam edecektir.
Ülkemizin selameti için; Adalet ve Kalkınma Partisi kurmaylarınca benim yazdıklarımın çok daha fazlasının görüldüğünü temenni ediyorum. Bu ülkenin hepimizin ülkesi olduğunu, her bir ferdinin bu ülkenin vatandaşı olduğunu kabul eden bir zihniyetin iktidar olduğu bir yönetim anlayışını yeniden egemen kılındığını görmek dileği ile tüm CESUR KOCAELİ okurlarına saygılar sunuyorum.
Murat UZAR
Gözyaşının bile görevi varmış,
Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.
Mevlana